En önemli organlarımızdan olan gözlerimizin sağlığında yaşadığımız mekanların doğru aydınlatılmasının büyük payı var. Yanlış aydınlatılan ortamlarda uzun süre zaman geçirmek gözde kuruluğuna, baş ağrısına ve göz yorgunluklarına neden oluyor, gözlerimizin görme kabiliyeti azalıyor. Çünkü mekan aydınlatmalarını seçerken önce dekoratif amaçlı düşünüyoruz, aslında önceliğimiz aydınlatmada göz sağlığı da olabilir.
Uzmanlar okurken ışığın sol omuz üzerinden gelmesini ve okunulan sayfanın direk üzerine düşmesini öğütlüyorlar. Asla karşıdan yüzünüze ışık gelecek şekilde okumayın diye ekliyorlar. Ampul mesafesinin ayarlanması, mekanın genel aydınlığı, sadece lambalar değil, duvarların rengi bile aydınlatma işinde önem taşıyor. Açık renk duvarlar ışığı yansıtıyor ve odayı parlaklaştırıyor. Koyu renk duvarlar ise ışığı emdiği için odayı karartıyor. Sonuç olarak odanızı dekore ederken aydınlatmaya çok dikkat etmelisiniz.
Hayatın ayrılmaz birer parçası olan bilgisayarlar da, kötü ortam aydınlatması ile kullanıldığında gözleri bozabiliyor. Bu konuda temel ölçü bilgisayar ekranının ışığı ile odanın ışığının uyumlu olması. Aslında ortam aydınlatmalarında çoğu ofis ve işyerinde kullanılan ışığın yarısı kadarı yeterli olabilir. Dışarıdan gelen güneş ışığını, perdelik, gölgelik veya panjurları kapatarak azaltın, göz yorgunluğu genelde güneş ışığı ile olur. Ve insan yaşlandıkça da daha çok aydınlık isterler. 60 yaşındaki birinin görme kabiliyeti yirmi yaşındakilerin yüzde kırkı kadardır. Bu yüzden ileri yaşlarda ortam aydınlatmasının daha fazla yapılması gerekir.